Yavuz Sultan Selim Han, Safevîlerle yapılan Çaldıran Savaşı’nda elde edilen zaferden sonra, İran sınırını güvenlik altına almak maksadıyla, İdris-i Bitlisî’yi, daha önce Şah İsmail’e bağlılık bildirmiş Kürt ve Türkmen emirlerinin Osmanlı Devleti’ne tâbi olmalarını sağlamak için, bölgeye göndermişti.

İdris-i Bitlisî’nin başarısı!
Nitekim İdris-i Bitlisî hazretleri buralarda çok başarılı çalışmalar yapmıştı. Osmanlı Devleti’ne tâbi olan emirlere, oturdukları yerler yurtluk ve ocaklık olarak ikta edilmiş, buradaki aşiretlerin Osmanlı Devleti’ne tâbi olmaları sağlanmıştı.
Kanunî Sultan Süleyman Han, Tebriz Seferinde Hemedan ve Kirmanşah yolunu takip edip Cebel-ü Hamrin, Sülükân Çayırı ve Leylan’dan geçerek 1534’te Kerkük şehrine girdi. Kerkük, Osmanlı idaresine girmeden önce de Türkmenlerin elinde bulunduğundan “Gökyurt” olarak adlandırılmış ve resmî kayıtlara böyle geçmiştir.

1312 tarihli Salnâme
Kanunî Sultan Süleyman Han, Kerkük’te yirmi sekiz gün kaldı. Aynı sene içinde Kanunî’nin Bağdad Seferi ve Bağdad’ın fethiyle Musul bölgesinde Osmanlı hâkimiyeti kesinleştirilerek altı sancak ihtiva eden eyalet merkezi yapıldı. Bazı kaynaklarda verilen bu bilgiye karşılık 1312 tarihli Musul Salnâmesinde (1679-80) yılında Musul’un eyalet olduğu ve üç sancağı ihtiva ettiği belirtilmektedir...